Güzel bir gülümseme, sadece estetik bir kaygı değil, aynı zamanda genel sağlığımızın da bir yansımasıdır. Çoğu zaman, bir ağrı veya sızı hissetmeden ağız sağlığımızı ihmal etme eğiliminde oluruz. Oysa ağız ve diş sağlığı, vücudumuzun geri kalanıyla doğrudan bağlantılıdır ve basit ama tutarlı alışkanlıklarla ömür boyu korunabilir. Diş çürükleri, diş eti hastalıkları ve daha ciddi sorunlar, çoğu zaman önlenebilir sebeplerden kaynaklanır. Peki, dişlerinizi ve diş etlerinizi en iyi şekilde nasıl koruyabilirsiniz?
Diş sağlığınızı korumanın ilk altın kuralı, etkili ve doğru teknikle diş fırçalamaktır. Hepimiz dişlerimizi fırçalarız, ancak önemli olan bunu doğru yapmaktır. Diş sağlığının temeli, plağı etkili bir şekilde uzaklaştırmaktır. Bunun için dişlerinizi günde en az iki kez, ideal olarak sabah kahvaltıdan sonra ve gece yatmadan önce, en az iki dakika boyunca fırçalamalısınız. Fırçalama tekniği de kritiktir; sertlik değil, doğru hareket önemlidir. Sert fırçalama diş minesine ve diş etlerine zarar verebilir. Bu nedenle yumuşak veya orta sertlikte bir fırçayla, diş eti çizgisine 45 derecelik bir açıyla yaklaşıp, diş etinden dişe doğru (pembe’den beyaza) dairesel ve süpürme hareketleri uygulamak gerekir. Elbette dişlerin tüm yüzeylerini (iç, dış ve çiğneme) temizlediğinizden emin olmalı ve florür içeren bir diş macunu kullanmalısınız.
İkinci önemli kural, diş fırçasının ulaşamadığı yerlere odaklanmaktır: Diş ipi kullanımını asla atlamamalısınız. Diş fırçalamak, bir odanın sadece görünen yerlerini temizlemeye benzer. Dişlerin birbirine temas ettiği arayüzler, bakteri plağının birikmesi için ideal noktalardır ve fırça buraya ulaşamaz. Diş ipi, bu arayüzleri temizlemenin tek etkili yoludur. Günde en az bir kez, özellikle gece yatmadan önce diş ipi kullanmak, “arayüz çürükleri” olarak bilinen en sinsi çürük türünü ve diş eti iltihabını (gingivitis) önler.
Sağlıklı bir ağız için üçüncü kural, diş dostu beslenme alışkanlıkları edinmektir. “Ne yiyorsanız osunuz” sözü, ağız sağlığınız için de birebir geçerlidir. Çürüklerin bir numaralı sorumlusu olan şeker, ağızdaki bakteriler tarafından aside dönüştürülür ve bu asitler diş minesini eritir. Özellikle yapışkan şekerlemeler ve asitli içecekler minenin en büyük düşmanıdır. Sadece şekerli değil, asitli gıdalar da diş minesini kimyasal olarak aşındırır. Bunların yerine peynir, yoğurt gibi kalsiyum zengini süt ürünleri dişleri güçlendirir; elma, havuç gibi sert ve lifli gıdalar ise çiğneme sırasında mekanik temizliğe yardımcı olur.
Dördüncü olarak, farkında olmadan dişlerimize zarar veren zararlı alışkanlıklara “dur” demek gerekir. Tütün ve tütün ürünleri, diş eti hastalıklarının ilerlemesindeki en önemli risk faktörlerinden biridir; ayrıca diş sararmasına ve ağız kanserine yol açar. Benzer şekilde, dişleri bir alet gibi kullanmak (paket açmak, buz kırmak, kalem ısırmak) dişlerde çatlaklara veya kırıklara neden olabilir. Stres kaynaklı diş gıcırdatma (bruksizm) da dişleri ciddi şekilde aşındıran bir başka tehlikedir.
Son ve belki de en önemli altın kural ise 6 aylık profesyonel kontrolleri ihmal etmemektir. Evde ne kadar mükemmel bir bakım yaparsanız yapın, bu profesyonel bir kontrolün yerini tutamaz. Çünkü zamanla oluşan ve sadece profesyonel aletlerle temizlenebilen diş taşları (tartar), diş eti hastalıklarının ana sebebidir. Bir diş hekimi, sizin fark edemeyeceğiniz başlangıç çürüklerini veya potansiyel sorunları erken aşamada tespit edebilir. Unutmayın, erken teşhis edilen küçük bir çürük basit bir dolgu ile çözülebilirken, ihmal edildiğinde kanal tedavisi veya diş kaybına kadar gidebilir.
Bu beş altın kural, diş sağlığınız için sağlam bir temel oluşturur. Ancak en iyi bakım bile, uzman bir gözün düzenli kontrolünün ve profesyonel temizliğin yerini tutamaz. Diş sağlığınızı ertelemeyin, olası sorunları büyümeden yakalayın ve gülüşünüzü güvence altına alın. Ağız ve diş sağlığınızla ilgili tüm sorularınız, detaylı bir muayene ve size özel tedavi planlaması için uzman görüşü almak üzere Ziya Sarıyıldız’dan hemen randevunuzu oluşturabilirsiniz. Sağlıklı bir gülüş için ilk adımı bugün atın.
